17 Aralık 2011 Cumartesi

Tavuklu Salata

Merhabalar.. Bu gün de Neslihan Abla'nın tavuklu salatası vardı menüde.. Çok sevgili arkadaşım Gülce misafirimdi.. Kızar mı bilmiyorum ama ailecek bi fotoğraflarını da çektim ve burda paylaşıyorum. Gülce, eşi Osman ve dünyalar tatlısı oğulları, yeğenimiz Mert.. Tabi onları fotoğraftaki gibi apartman merdivenlerinde ağırlamadık:) Çıkarlarken son anda yakaladım, ama dünyanın en tatlı tablosu değil mi, paylaşmadan edemedim:)

Malzemeler:
2 parça tavuk göğsü
2 tane patates
2 tane kırmızı biber
2 tane yeşil biber
Yarım demet dere otu
Zeytinyağı
Limon
Karabiber, tuz

 Hazırlanışı:
Tavukları ve patatesleri ayrı tencerelerde haşlıyoruz. Bunlar soğurken biberlerimizi, dereotumuzu da doğrayıp, karıştırma kabımıza alıyoruz. Soğuyan tavuklarımızı didikliyoruz ve patateslerimizi de büyük parçalar halinde doğruyoruz. Karabiberimizi, zeytinyağımızı ve bol limonumuzu ekleyip malzemelerimizi harmanlıyoruz.
Bu arada bu güzel kaplar da Gülce'nin hediyyesi. Hemen hevesle salatamı bi tanesine koyup salata fotoğraflarını çektim:) Bu arada iş değişikliği sebebiyle yine blogdan biraz uzak kaldım. Gülce bana yeniden güç verdi, hemen bi tarif ekledim..

Afiyet olsun...

5 Aralık 2011 Pazartesi

Avokado Salatası

Avokado çok bilinen bir yiyecek olmasa da bağışıklık sistemi ve sindirim sistemi için güçlendirici niteliktedir. Yaşlanma sürecini yavaşlatır. Kalp ve damar hastalıkları için en iyi doğal ilaç olduğu söylenir. İçinde bulunan protein, mineral ve vitaminler küçük çocuklar ve hamile bayanlar için gereklidir. O yüzden imkanınız olur da damak tadı oluşturabilirseniz çok sağlıklı olduğunu söylemek mümkün.



Avokado Salatası

Malzemeler:

2 tane avokado,
2 diş sarımsak,
Bir kaç dal maydonoz,
Zeytinyağı,
Limon suyu,
Tuz

Hazırlanışı:
Avokadolarımızın kabuklarını soyuyoruz ve çekirdeklerini çıkarıyoruz. Salata yapmak için uygun bir kaba doğruyoruz. İnce kıyılmış maydonoz ve sarımsağımızı ekliyoruz. Tuz, zeytinyağı ve limon suyundan oluşan sosumuzu da üzerine döküp, şöyle bi karıştırıyoruz. Eğer arzu ederseniz çok yumuşaksa güzelce ezip, ekmeğinize sürerek yiyebilirsiniz. Denemeye değer;) Afiyet olsun...

2 Aralık 2011 Cuma

Közlenmiş Patlıcan ve Biber Salatası

közlenmiş patlıcan ve biber salatası

Közlenmiş sebzeleri çok seviyorum ama ocakta közlediğimde de sanki tüp kokusu geliyor burnuma, ben de fırında yapıyorum artık. Son olarak ağırlamış olduğum misafirlerim için de yaptım bir büyük tabak.  3 tane kırmızı biber, 3 tane yeşil biber, 3 tane de patlıcanı fırının ızgarasına yerleştirip altına da fırının kirlenmemesi için yağlı kağıt koydum. Çünkü sebzeler sulanınca damlalar halinde yere düşüyor. Sebzelerimi ara sıra ters yüz ederek 200 derece fırında közledim. Önce yeşil biber sonra kırmızı biber son olarak da patlıcan közlenmiş oluyor. Közlenmiş olan sebzeleri çıkarıp bildiğiniz gibi kabuklarını soydum ve büyükçe doğradım. İnce kıyılmış bi kaç dal maydonoz da ekledim. Biraz sarımsak, biraz limon suyu, tuz ve biraz da zeytin yağı ile hazırladığım sosu, doğramış olduğum malzemenin üzerine döktüm. Bu kadar mı güzel kokar, çok lezzetli oldu, afiyet olsun...:)

1 Aralık 2011 Perşembe

Tuzlu Kek

Çay Saati Tuzlu Kek

Hafta sonu baya kalabalık misafir ağırladım, 17 kişilik, haliyle ne ne yapacağımı şaşırdım. İnsan herşey güzel olsun istiyor, yoruldum azıcık. Ama arkadaşım Şule Kabak Tatlısı takviyesiyle menümü daha güzel hale getirdi, çok da güzel olmuştu valla. Kabak tatlısı için de tarifi buraya mutlaka ekliycem. Menümde şunlar vardı:

Tuzlu Kek
Kıymalı Börek
Patatesli Peynirli Börek
Kısır
Zeytinyağlı Yaprak Sarma
Közlenmiş Patlıcan ve Biber Salatası
Fırında Mücver
Tahinli Çörek
Vişne Soslu Cheese Kek
Kabak Tatlısı

Valla o telaşe içinde masanın fotoğrafını çekmeyi bile unutmuşum yine. O yüzden yaprak sarmam ve cheese kekimin fotoğrafı yok, diğerlerini de yaparken çektim zaten, sırayla da ekliycem tariflerini ve fotoğraflarını. Önce tuzlu kekimden başlıyorum, ayrıca da kesinlikle denemenizi tavsiye ediyorum:)

Malzemeler:
3 tane yumurta
1 bardak yoğurt
1 bardak yağ
1 bardak beyaz peynir
Yarım demet maydonoz
Tuz, Çörekotu
Un
1 Paket Kabartma Tozu

Hazırlanışı:
Önce yumurtaları çırpıyoruz, sonra yağ ve yoğurtu da sırayla ekleyip güzelce çırpmaya devam ediyoruz. Sonraki aşamada peynir (rendelenmiş), ince kıyılmış maydonoz, tuz, çörekotu ve unu da ekleyip hamurumuzu hazırlıyoruz, kabartma tozunu da ekleyince pişirmeye hazır hale geliyor. Fırın tepsimizi yağlayıp, 180 derece ısıtılmış fırına veriyoruz. Ben kelepçeli ortası delik kalıpta yaptım, daha estetik dursun diye, ama siz borcam da da yapabilirsiniz. Çörekotunu da üzerine koyabilirsininz o zaman. Afiyet olsun...

23 Kasım 2011 Çarşamba

Kara Kız Keki

 Merhabalar, bugün de eşimden bi tarif ekliyorum, ölçüleri çok basit ve tutuyor. Evet maalesef eşim bu keki benden daha lezzetli yapıyor, hatta iş arkadaşları istedi diye gecenin bi saati üşenmeyip yaptı fotoğraftaki keki, kıskanmadım desem yalan olur valla...:(
Malzemeler:   4 tane yumurta,1 bardak şeker, 1 bardak yağ, 1 bardak süt, 2 kaşık kakao, 2 bardak un, 1 paket vanilya, 1 paket kabartma tozu, bir avuç dövülmüş ceviz, hindistan cevizi (hem içine hem de dışını süslemek için kullanıyoruz)
Hazırlanışı: Önce yumurta ve şekerimizi uygunbir kapta mikserle şeker iyice eriyene dek çırpıyoruz. Daha sonra süt, yağ ve kakaoyu sırası ile ve her birini eklediğimizde iyice karıştırmak suretiyle karışımımıza ekliyoruz ve karışımdan bir bardak ayırıp bi köşeye koyuyoruz. Son olarak da geriye kalan karışımımıza un, dövülmüş ceviz, biraz hindistan cevizi, vanilya ve kabartma tozunu ekliyoruz ve mikserimizle (benimki iş arkadaşlarımın ev hediyesiydi, burdan onlara da tekrar teşekkürler:)) güzelce çırpıp hamurumuzu elde ediyoruz. Önceden yağlanmış (eşim iyi kabarması için 26 cm çapındaki kelepçeli kek kalıbı kullandı) fırın kabımıza malzememizi döküp önceden ısıtılmış 180 derece fırında pişiriyoruz. Piştirkten sonra keki dilimliyoruz bi kaç yerinden çatal batırıyoruz ve daha önceden bi köşeye ayırdığımız bir bardak kakaolu karışımı kekimizin üstüne eşit şekilde yayıyoruz, üzerini hindistan cevizi ile süslüyoruz. Afiyet olsun...:)

22 Kasım 2011 Salı

Zeytin Kuruyorum

     Bu yıl kurban bayramı için memlekete gittik, tam da zeytin toplama zamanı... Tabi bizimkiler daha çok zeytinyağı için topluyorlar ama ben yemek için de biraz kendime pay ayırdım.
     Siyah zeytini bi kaç yerinden çizip ya da hızlı olsun diye çatalla bi kaç yerinden delip bir bidona doldurdum, içine de bol miktarda kaya tuzu koydum. Bidonu elime geçtikçe çeviriyorum, yukarı aşağı sağa sola, tuz her yerini görsün diye... Şimdilik yarısına kadar acı suyla doldu bile, devamını yaptıkça anlatacağım, arkası yarın yani:)
     Yeşil zeytini de bi kaç yerinden bıçak yardımıyla çizdim ve bir bidonun içine koydum. Bidonu suyla doldurdum ve her gün suyunu değiştiriyorum. Sonuçtan sizi de haberdar edicem;)

yeşil zeytin

siyah zeytin
 















 Bu güzel çiçeği de arkadaşlarımız ev hediyesi olarak getirdi de, çiçekleri çok sevdiğimden paylaşmadan edemedim:) Teşekkürler...:)

guzmania


27 Ekim 2011 Perşembe

Patates Kavurma

  İşte çok pratik bir tarif daha... Evde yemek yok eyvah ne yapıcam dediğim iş dönüşü günlerinde eşimin de teşvikiyle son günlerde imdadıma yetişen can simidi. Aslında tarifi aldığım iş arkadaşım Serap sadece patates soğan ve maydonozla yaptığını söylemişti ama ben biraz baharatla değiştirdim şeklini, her haliyle güzel oldu ama. Yemeğe eşlik edebilecek, kahvaltıda yapılabilecek çok lezzetli bişey valla. Kesinlikle denemeye değer, hele de patates seviyorsanız...                                                                                                                                                                                                                              

Malzemeler:
  • 2 tane orta boy patates
  • 1 tane küçük soğan
  • Baharat ve tuz
  • 1/4 demet maydonoz 






Hazırlanışı:
Patateslerimizi soyoruz ve küp küp doğruyoruz. Tavamızın içine yerleştirip patateslerin üzerini örtecek kadar su koyuyoruz, biraz tuz serpip kapağını kapatıyoruz. Orta ateşte pişmeye bırakıyoruz. Patateslerin haşlama suyu hiç dökülmemiş ve vitaminlerini hiç kaybermemiş oluyor böylece. Bu arada da soğanımızı doğruyoruz, ben biraz küçük doğradım ama siz Serap'ın önerdiği gibi dilimleyerek de doğrayabilirsiniz. Soğanları pembeleşene kadar yağda kavuruyoruz ve baharatlarını koyuyoruz. Bu karışımın içine haşlanmış patatesimizi ekleyip şöyle bi karıştırıyoruz. Servis yaparken doğradığımız maydonozumuzu ekliyoruz. Afiyet olsun...

26 Ekim 2011 Çarşamba

Patlıcan Güveç

Nihayet yeni bir patlıcan yemeği tarifiyle daha beraberiz:) Kalabalık aileler veya davetler için iyi bir ana yemek, patlıcan güveç.. Peki güveç nerde diye sorduğunuzu duyar gibiyim, güveç yerine evdeki fırında pişiriyorum ben. Biraz zaman alıyor tabi bu yemek, yaklaşık 3 saatinizi ayrmanız lazım. Çok basit ama kısık ateşte piştiği için bu aşaması biraz zaman alıyor, o kadar.

Büyük bir tencereye 300-500 gr kuzu kuşbaşı etimizi koyuyoruz. Etlerimizin kuzu eti ve küçük doğranmış olması daha güzel pişmesini sağlıyor. 6-7 tane orta boy patlıcanı önümüze alıyoruz ve patlıcanımızı dikine dörde bölüp, serçe parmağı kalınlığında doğruyoruz. 6-7 tane taze yeşil biberimizi de aynı şekilde doğrayıp, acı süs biberlerinden ağzımızın tadına göre bi kaç parça ekliyoruz. 6-7 tane domatesimizi soyuyoruz ki kabukları yemeğin içinde kötü görünmesin. Tüm bu malzemeyi tenceremize sırası ile diziyoruz. Son olarak da tuz ve yağla birlikte bir avuç sarımsağı en üste serpiyoruz ve tenceremizin kapağını kapatıyoruz. Kısık ateşte uzunca bi süre (45 dakika kadar), kapağını hiç açmadan pişmeye bırakıyoruz. Yanar diye hiç endişelenmeyin, içindeki etin suyu, yağı, domatesin suyu kısık ateşte bi güzel karışıyor. Zaten o kadar güzel kokuyor ki kapağı açmamak için kendinizi zor tutuyorsunuz. Kapağını açtığınızda şöyle bi karıştırın. Tencerede toplam pişme süresi kısık ateşte bir buçuk saati buluyor ama siz yine de kontrol edin. Yemek çok sulu olacaktır, hiç endişelenmeyin. Çünkü bi sonraki aşamada tencerede pişen yemeğimizi fırın tepsimize alıyoruz ve 200 derecede suyunu çekene kadar pişiriyoruz. Fırındayken arada karıştırırsanız iyi olacaktır. Zaten yemeye başlamadan önce kokusu ile çoktan doymuş olacaksınız, afiyet olsun;)...

8 Eylül 2011 Perşembe

Baharatlı Tavuk

Herkesin geçmiş bayramı kutlu olsun...:) Çok seviyorum bayramları, eş, dost, akraba herkes biraraya geliyor, hatta bazı tanıdıklarla sadece bayramlarda görüşebiliyoruz. Ama şimdilerde, iş hayatı insanlara farklı bir yaşam tarzı öngörüyor; işten başını kaldıramayan ve izni sınırlı olan insanlar, artık fırsat bu fırsat deyip, haklı olarak hemen bi tatil ayarlayıveriyor. Tercihler değişiyor tabi, ama umarım herkes istediği gibi bir tatil geçirmiştir. Hani yıllar önce bir sunucu, hava durumunu müteakip diyordu ya; havalar nasıl olursa olsun sizin havanız güzel olsun...;)
Tabi ramazan ve bayram münasebetiyle bol bol yedik, hepsinin tarifini vermek istiyorum ama biraz zamana ihtiyacım var. Şimdilik benim her zaman severek yaptığım-yediğim ve ev arkadaşım Ece'den öğrendiğim çok pratik bir tavuk tarifi vericem. Ana yemek olarak değil de pilavın yanında ikram etmek için ideal bir tarif.

Malzemeler:
  • Tavuk kanatları (Fotoğraftakiler bütün bir tavuktan kestiğim parçalardan oluşuyor. O yüzden neresi diye sorarsanız bilmiyorum:))
  • Zeytinyağı
  • Baharat türleri (kuru nane, kekik, pul biber,kara biber...) ve tuz
  • Su

Hazırlanışı:
Kanatlarımızı bir kaba alıp zeytinyağı tuz ve baharatlarımızı da üzerine ekleyip karıştırıyoruz ve bi süre bekliyoruz. Böylece sosun tadı tavuklara güzelce siniyor. Hiç bekletmeden de yapabilirsiniz ama böylesi daha doğru. Daha sonra karışımımızı geniş ve kapaklı bir tencere ya da tavaya alıp; tavukların hizasında su ekliyoruz. (Tavuklar üstüste değil de yanyana olsunlar tencerede.) Kısık ateşte pişiriyoruz. Tavukların o suyu bittikten sonra da yağında da biraz kavrulunca, tavukların yanında parmaklarınızı yemezseniz beni bulun. Afiyet olsun...

18 Ağustos 2011 Perşembe

Nihayet!

Yaklaşık 5 ay sonra, nihayet bloğa yeni bir tarif ekliyorum. Özlemişim yahu... Mert bütün günümü öylesine dolduruyo ki bi bakıyorum akşam olmuş. Neyse ki Kısmet bloğumuza sahip çıktı. Döktürmüş valla; içli köfteye kadar gitmiş. Hadi tarife geçelim.
Fırın Sütlaç

  • 1 lt süt
  • Yarım su bardağı pirinç
  • 1 su bardağı şeker
  • 2 tatlı kaşığı nişasta ya da pirinç unu
  • Damla sakızı
  • Fındık
Yapılışı
  • Öncelikle pirinci yıkayıp biraz suda haşlıyoruz. Haşlanan pirinçler suyunu çekince sütü ekleyip pişiriyoruz.
  • Kaynayan süte şekeri ilave edip karıştırıyoruz. Daha sonra bir parça damla sakızını ekliyoruz.
  • Nişastayı yarım bardak suda karıştırıp sütlaca ekliyoruz.
  • Sütlacı kaselere boşaltıp, içi su dolu fırın tepsisine yerleştirdikten sonra fırının üst ızgarasını çalıştığı bölümde 225 derecede üstü kızarana kadar pişiriyoruz.
  • İsteğe göre üzerini fındıkla süsleyebilirsiniz.
Afiyet olsun...

16 Ağustos 2011 Salı

Etli Bulgur Pilavı

Efendim bu tarifimizde bize sitemde bulunan sadık izleyicilerimizden Nihan Hanım ve çok sevdiğim hasta babaannem için gelsin... Ben yine şehir dışında olacağımdan bi kaç gün yemek yapamıycam.
Bu tarifi de Duru Bulgurun hediye yemek tarifi kitabından buldum. Tarifi aynen veriyorum, ölçüler tutuyor ve hakkaten çok leziz oluyor.
Malzemeler:
1 su bardağı duru başbaşı bulgur
1 yemek kaşığı zeytinyağı
4 adet kuru erik
6 adet arpacık soğan (ben 1 tane normal soğan kullandım)
Yağsız kuzu kuşbaşı et
Çeyrek kırmızı kapya biber
1 tatlı kaşığı tereyağı
1 çay kaşığı tuz
 2 su bardağı kaynar su
Hazırlanışı:
Yayvan bir tencereye zeytinyağı ve tereyağını koyuyoruz. Eriyince soğanları ilave ediyoruz, kısık ateşte bir iki dakika çeviriyoruz. Üzerine küp küp doğramış olduğumuz kırmızı kapya biberleri ilave ediyoruz ve yarı haşlanmış etlerimizi ekleyerek iki dakika kavuruyoruz. Küp küp doğranan kuru erikleri de ilave ediyoruz. Ardından Duru Başbaşı Bulgur tuz ve kaynar suyu bekletmeden ekliyoruz. İsteğe göre karabiber ilave edlebillir. Kısık ateşte 15 dakika bulgurlar göz göz olana kadar pişmeye bırakıyoruz. Pilavı 20 dakika dinlendirip servis etmemiz tavsiye ediliyor. Afiyet olsun...
Daha iyi bir moralle geri dönücem inşallah, sağlıcakla kalın...

13 Ağustos 2011 Cumartesi

Sodalı Börek

O kadar köfte tarifinden sonra farklı bir tarif yazmak istedim. Sodalı börek benim en çok sevdiğim börektir. Hem de  çok pratik.  Malzemeler: 5 adet yufka, Lor peyniri, Maydonoz, 2 tane yumurta, 1 bardak süt,
1 su bardağı sıvıyağ (30 gr kadarını tereyağ kullanabilirsiniz, ben öyle yaptım),  1 adet kabartma tozu, 1 adet soda
 
Hazırlanışı:
  • Önce bir adet yufkamızı tepsiye seriyoruz. Sonra 2 tane yufkamızı elimizle parçalara ayırıp, tepsinin her köşesine eşit olarak dağılacak şekilde fotoğraftaki gibi yayıyoruz. Daha sonra iç malzememizi yani maydonoz ve peynirimizi(ben lor kullanmadım, bu yüzden rendeleyerek malzemeyi hazırladım.) tepsimize koyuyoruz ve eşit şekilde dağıtıyoruz.
  • Diğer iki yufkamızı da aynı şekilde iç malzemenin üzerine parçalayarak yerleştirdikten sonra, tepsimizin en altına serdiğimiz ve kenarları dışarda kalan yufkamızın kenarlarını içeri katlıyoruz ve fotoğraftaki gibi dilimliyoruz.
  • Ve sıra geldi sosumuza. Geniş bir kaba 2 tane yumuratamızı kırıp bi güzel çırpıyoruz. Bir bardak sütümüzü ve daha önceden eritmiş olduğumuz tereyağına ekleyerek bir bardak elde ettiğimiz sıvı yağını da karışıma ekliyoruz. Kabartma tozumuzu koyup, son olarak da sodamızı karışımımıza döküyoruz. Karışım sönmeden bi kaç kez daha karıştırıp böreğimizin üstüne döküyoruz ve bu şekilde en az 20 dakika bekletiyoruz.
  • 180 derecede pişirdikten sonra eğer üzeri çok sert kalmışsa (eğer benim gibi gaflete düşüp, marketten kalın açılmış yufka alırsanız mutlaka öyle olacaktır) üzerine elinizle biraz su serpebilirsiniz. Biraz dinlenince servise hazır. Afiyet olsun...

10 Ağustos 2011 Çarşamba

Mercimekli Köfte

        Madem köftelerden başladık, bi de mercimekli köfte tarifi olmadan olmaz hani. Şöyle taze bir marulun içine sarıp, üzerine de limonu sıkıp yemek... Mmmmm, olsa da yesek:)

Malzemeler:
2 su bardağı kırmızı mercimek
1,5 su bardağı köftelik ince bulgur
1 adet büyük boy soğan
Yarım demet maydonoz
Karabiber, pul biber, tuz
1 çay bardağı sıvı yağ
Domates ve biber salçası
Limon suyu

Hazırlanışı:
Mercimeğimizi yıkayıp, tenceremize su ile birlikte koyup haşlıyoruz. Tabi bi miktar tuzumuzu da ekliyoruz. Su miktarı için kesin bir şey söyleyemiyorum ama mercimekler piştiğinde tencerenin dibine çökecek ve üstte kalan su miktarı da 1 parmak yüksekliğini geçmeyecek kadar diyebiliyorum. Daha sonra da ocağın altını kapatıp, ince bulgurumuzu ekliyoruz. Güzelce karıştırıp, tenceremizin ağzını kapatıyoruz ve soğuyup dinlenmesi için bir köşeye kaldırıyoruz.
Bu arada ince kıyılmış soğanımızı pembeleşene kadar yağda kavurup, 1 çorba kaşığı domates salçası ve bir tatlı kaşığı da biber salçamızı ekliyoruz. İçine baharatlarımızı koyuyoruz ve soğuyup dinlenmiş olan mercimekli karışımımıza ilave ediyoruz ve karıştırıyoruz. Bu aşamayı geniş bir kapta yaparsanız daha rahat olabilir. Son olarak da ince kıyılmış maydonozumuzu ve limon suyumuzu ekleyerek karıştırıyoruz. (Eğer severseniz kuru soğan yerine veya ek olarak, taze soğanı bu aşamada ekliyebilirsiniz.) 
Serviz için de, elimizde sıkarak şekil verdiğimiz köftelerimizi kabımıza diziyoruz. Afiyet olsun...

4 Ağustos 2011 Perşembe

Yoğurtlu Köfte-Fellah Köfte

İçli köfteden artan hamuru da değerlendirmek lazım değil mi? İşte bunun için üretilmiş ama müstakil bir yemek niteliğinde olan farklı bir lezzet, yoğurtlu köfte... Şimdi bilenler diyecek ki bu bildiğimiz fellah köfte. Aslında evet, yoğurtla servis edilmesi ve hamurunda salça olmaması dışında herşey aynı görünüyor. Zaten bu tür yemekler her yörede farklı yorumlanıyor. Siz ismini ne koymak istiyorsanız o olsun;)
Malzemeler:
İçli köfte hamuru (Tarifi 3 Ağustos tarihli yazımızda)
1 adet domates
Bir kaç dal maydonoz
Bir tatlı kaşığı biber salçası
Bir kaç diş sarımsak (tabi ki zevkinize göre)
Pul biber, karabiber vb baharatlar
Hazırlanışı: Hamurumuzdan fındık büyüklüğünde parçalar koparıp parmağımızla hafif bastırıp küçük tabaklar yapıyoruz. Tabi bu biraz zaman alıyor. Yiyeceğiniz kadar yapınca tuzlu suyu kaynatıp bol suda haşlıyoruz. daha sonra da sosunu hazırlamaya başlıyoruz. Bunun için de diğer malzemelerimizi kavuruyoruz ve haşlanmış hamurlarımızı da bu karışıma ekleyip harmanlıyoruz. Serviz tabağımıza alıp üzerine yoğurt döküyoruz. Afiyet olsun:)...

3 Ağustos 2011 Çarşamba

İçli Köfte

   Ben de Yaptım, Ben de Yaptım:)

Uzun süreden sonra tekrar merhaba... Biliyorum biraz fazla ara verdik, ama emin olun yeni ve güzel tariflerimizle telafi etmeye çalışcaz. İşte yapımını ilk kez gördüğüm ve damak tadıma hitap ettiği için de çok sevdiğim kayınvalidemin içli köfte tarifi.

Malzemeler:
Hamur İçin
  • 3 su bardağı kadar ince köftelik bulgur
  • 1 buçuk su bardağı kadar irmik (kayınvalidem pişmemiş buğdaydan yapılan ince bulgur kullanıyormuş ama irmik bulmak daha kolay:))
  • Dövülmüş kişniş
  • Tuz, Su
İç İçin
  • Yarım kilo kıyma
  • 3-4 tane soğan
  • 2 tane taze yeşil biber
  • 1/4 demet kadar maydonoz
  • 1 su bardağı kadar dövülmüş ceviz (çok ince değil, şöyle yerken ağıza gelsin)
  • Yağ, tuz
Hazırlanışı:
       Hamurumuzu hazırlamak için önce bulgur, kişniş, irmik ve tuzumuzu karıştırıyoruz. Sonra da ılık suyumuzu yavaş yavaş ve karıştırarak bu karışımıza ekliyoruz. Karışımın her yerini su görene kadar, biraz da cıvık bir kıvam olana kadar bu işleme devam ediyoruz. Daha sonra da kabımızın ağzını güzelce kapatıp bulgurun şişmesini bekliyoruz. Kabımızı bi köşeye alıyoruz ve içimizi hazırlamaya başlıyoruz.
       Bunun için de ilk olarak kıymayı tenceremize koyup, iyice kavrulunca göz kararı ve zevkinize göre yağımızı ekliyoruz. Biraz da bu şekilde kavrulduktan sonra ince ince ama gerçekten ince kıydığımız soğan ve yeşil biberlerimizi ekliyoruz. Tüm bunlar olurken tencerenin ağzını açık bırakıyoruz ki, et haşlama gibi değil de kavurma gibi olsun. Artık yenecek kıvama gelince de ceviz maydonoz, karabiber ve tuzumuzu da ekliyoruz. Biraz daha karıştırıp, ocağın altını kapatıyoruz.

      Hamur malzememiz bir saat kadar bekledikten sonra, yoğurmaya başlıyoruz. İşte bu kısım biraz yorucu. Çünkü dağılmayan bir hamur kıvamına gelene dek yoğuruyoruz. Çok cıvık olduysa irmik, çok katı olduysa da su ekleyerek kıvam veriyoruz.
     Hamurumuz hazırlanınca ceviz büyüklüğünde parça koparıp elimizde yuvarlak hale getiriyoruz. Daha sonra parmağımızla delmeden yuvarlağımıza bastırıyoruz. Daha sonra da fotoğraftaki gibi hamura huni şeklini vermeye çalışıyoruz:) Tabi bu her zaman mümkün olmuyor:) Ben yaparken bir kaç kez bozup yeniden yaptım da, çok eğlendim. O incecik kase benzeri huninin içine iç malzememizden koyup, fotğraftakiler gibi ağzını kapatıyoruz. Haa bu şekil verme işlemi esnasında elimize hamur yapışmasın diye bir kase su yanımızda bulunuyor. Bu muska şeklinde içli köfteymiş. Farklı şekillerde yapılabiliyormuş ama sanırım tercihle ilgili. Bu arada aşağıda sağdaki fotoğrafta arka tarafta duran iki köfte bana ait, tabi ben bu ikisini yapana kadar kayınvalidem diğerlerini çoktan yapmıştı:)
     Yeme aşaması da önemli değil mi. Bu tarifteki köftelerimizi ya haşlayoruz ya da yumurtaya bulayıp kızartıyoruz. Benim gibi hafif seviyorsanız; tencerede tuzlu su kaynatıp, içine kaynarken attığınız köfteler yüzeye çıktıktan sonra bi kaç dakka daha bekletilerek haşlanmış şekilde yemenizi tavsiye ederim. Ama köfte yiyoruz biraz da yağlı olsun diyorsanız yumurtada kızartabilirsiniz.
      Hamuruna yoğururken iki kaşık kadar salça atarsanız kırmızı bi köfteniz olur. Benim damak tadıma bu şekliyle hitap ettiği için bu tarifi çok sevdim. Kesinlikle tavsiye ederim, afiyet olsun...                                                          

13 Haziran 2011 Pazartesi

Yaz Kapıda

Merhabalar.. Yaz maalesef hala kapıda, tam olarak kendini göstermedi gitti, güneşe hasret kaldık... Bir haftadır Ankara'da yoktum .. Haliyle yemek yapmadım ne zamandır, ama size yeni tarifler buldum, fotoğraflarını düzenleyip ekliycem yakında. Aşağıdaki fotoğraflarımı da bir iki hafta önce çekmiştim, eklemek için yeni fırsat buldum. Balkonumda bir sürü çiçeğim var, petunyam, karanfilim, ve tohumdan ürettiğimiz şebboy ve fesleğenlerim, bi de burda fotoğrafları yok ama gülüm, begonyam ve küpeli çiçeğim. Her gün suluyorum onları, balkonum çiçek bahçesi gibi oldu ... Sizinle de paylaşmak istedim, görüşmek üzere...

Petunya
 
Petunya
 
Karanfil


Fesleğen







30 Mayıs 2011 Pazartesi

Kolay Ali Nazik

Size çok kolay bir Ali Nazik tarifi vercem, kayınvalidemin ellerinden... Etli yemeklerle çok aram yoktur aslında ama  bu tarifi çok sevdim. İçinde patlıcan ve sarımsaklı yoğurt olunca heralde:)
Malzemeler:
2-3 tane közlenmiş patlıcan 
2 kase yoğurt
2-3 diş sarımsak
200 gr kadar kıyma
3 tane yeşil biber
1 tane ortaboy domates
1 çay kaşığı biber salçası
Baharat,tuz.

  • Önce patlıcanlarımızı közlüyoruz. (Ben genelde toplu halde közleyip, dondurucuya atıyorum, acil durumlarda çıkarıp kullanıyorum.)
  • Sonra közlenmiş patlıcanlarımızı, elimizi yakmadan, ince ince doğruyoruz.
  • Bir taraftan sarımsaklı yoğurdumuzu içine biraz tuz koyarak hazırlıyoruz.
  • Patlıcan soğuyunca hazırladığımız yoğurdu üstüne döküp karıştırıyoruz.
  • Kıymalı sosu da, kıymayı ocağa koyup kendi suyunu çekene kadar kavurarak hazırlamaya başlıyoruz. Daha sonra kendi suyunu çeken kıymaya yağ ekliyoruz ve biraz da böyle kavurup, salçayı, ince ince kıydığımız biber ve domatesi, tuzu sırasıyla koyuyoruz.
  • Kıymalı sosa zevkinize göre baharat koyabilirsiniz.
  • Son olarak da sosu yoğurtlu karışımın üstüne döküyoruz ve afiyetle yiyoruz..:)

25 Mayıs 2011 Çarşamba

Patates Oturtma

Ve yine, patates severler için bir tarif... Ben bu tarifi, evdeki malzemelerle kısa süre içerisinde ve güzel bir yemek hazırlamam gereken bir günde yaptım, fena da olmadı. Bu tarifte malzeme miktarı söylemezsem kusura bakmazsınız de mi, çünkü çok plansız yaptım ve güzel olduğu için de sizinle paylaşmak istedim. Patatesleri kızartacak vaktim olmadığı için kızartmadım zaten taze patates olunca pişmesi de daha kolay oldu. Yani aklınızda bulunsun, böyle de oluyor;)
Malzemeler:
  • Taze patates
  • Kıyma
  • Soğan ve sarımsak
  • Yeşil biber
  • Baharat
  • Salça
1 adet soğan, bir kaç tane yeşil biber ve bi kaç diş sarımsağı doğruyoruz ve yağda kavuruyoruz. 300 gr kadar kıymayı da ekleyip pişmesini sağlıyoruz. Baharat olarak da size kalmış tabi ama ben biraz tuz, karabiber, pul biber ve kekik koydum. Böylece ara malzememiz hazır oldu.
Diğer taraftan da, sayısını tam olarak söyleyememekle beraber, patateslerimizi dilimleyip fırın tepsisine bir kat diziyoruz ve hazırlamış olduğumuz kıymalı ara malzemeyi üstüne döküyoruz. Sonra da patates dilimlerinden bir kat daha üstüne diziyoruz.
Bu arada salçamızı kaynar suda eritip tepsiye döküyoruz. Şöyle, dizdiğimiz patateslerimizin üzerini örtecek kadar. Bu da fırın kabının büyüklüğüne göre değişecektir.
Ben borcamın üstünü kapatmadım ama siz alüminyum folyoyla kapatabilirsiniz. 180 derece fırında patatesleri pişene kadar pişiriyoruz. Afiyet olsun...

11 Mayıs 2011 Çarşamba

Fırında Patates Kızartması

 

Fırında Patates Kızartması
Patates, patates, patates! Bilmiyorum ki insan patates kızartmasına doyar mı?! Bu tarifimizi de tabi ki patatesi çok seven, hele de kızartmasına hiç dayanamayan arkadaşım, yeni anne Gülce'ye armağan ediyorum:)


Fırında Patates Kızartması
Efendim malzemelerimiz; 3-4 tane patates, baharat, tuz, bi kaç damla sirke ve zeytinyağı. Önce patateslerimizi kızartmak istediğimiz şekilde dilimliyoruz. Bir kabın içinde doğradığımız patatesleri, bi kaç damla sirkemizi, bir kaşık kadar zeytinyağımızı ve istediğimiz oranda baharatlarımızı (ben kekik nane kırmızı biber karıştırınca çok seviyorum) harmanlıyoruz. Fırın tepsimize yağlı kağıdımızı serip, üstüne de patateslerimizi yayıyoruz. 180 derece fırında 20 dakika-yarım saat kadar pişiriyoruz. Siz pişerken kontrol edip, istediğiniz oranda kızartabilirsiniz ama 20 nci dakikadan itibaren kontrol etmeye başlayın, sakın haa yakmayın!:) Afiyet olsun...